YAVUZ Sultan Selim:
Cesaret insanı zafere, kararsızlık
tehlikeye, korkaklık ise ölüme götürür.
Yavuz Sultan Selim
birçok Osmanlı padişahı gibi sefere çıkacağı yerleri gizli tutarmış.
Bir sefer hazırlığında
vezirlerinden biri ısrarla seferin yapılacağı ülkeyi sorunca Yavuz ona:
- “Sen
sır saklamayı bilir misin?” diye sormuş.
Vezir:
- “Evet
hünkarım, bilirim.” dediğinde Yavuz cevabı yapıştırmış: - “İyi, ben de bilirim.”
*********************************
YOUNGMAN, Henny:
Bazı kişiler uzun evliliğimizin
sırlarını sorarlar. Biz haftada iki kez restorana gideriz. Biraz mum ışığı, akşam
yemeği, hafif müzik ve dans... O salı günleri gider, ben cuma.
Evlenmeden önce ne yaptım, biliyor musunuz?
İstediğim herşeyi...
*********************************
YUGOSLAV Atasözü:
Bir şekilde doğar, fakat binbir şekilde
ölürüz.
Geçmiş en belirsiz dönemdir, çünkü her gün
yeniden yazılır.
*********************************
YUNAN Atasözü:
Hak yenir, ama hazmedilmez.
*********************************
YUNUS EMRE:
Ben gelmedim dava için, benim işim
sevgi…
Cümleler doğrudur sen doğru isen,
doğruluk bulunmaz sen eğri isen...
Hararet nardadır, sacda değildir
Keramet hırkada, tacda değildir
Her ne ararsan kendinde ara
Kudüs'de, Mekke'de, Hac'da değildir.
*********************************
HACİP,
Yusuf Has (1017? – 1077? / Karahanlı Edip, Şair ve Devlet Adamı):
Bilgisiz kişiler başköşede yer bulursa başköşe eşik ve eşik de başköşe
sayılır.
Yusuf Has Hacip: 1017 yılında Doğu Türkistan’daki Balasagun kentinde
doğduğu tahmin edilmektedir. Karahanlı edip, şair ve devlet adamı olan Hacip eğitimini Balasagun’da
tamamladıktan sonra “Karahanlı Devleti”nin hizmetine girdi.
Balasagun’lu Yusuf olarak tanınan yazar kendini çok iyi yetiştirdi. Tahmini olarak elli yaşlarındayken
“Kutadgu Bilig” adlı pek tanınmış eserini yazdı.
Bu kitap “Karahanlı Sarayı”nda çok beğenildi ve Hacip
başvezir yardımcılığına getirildi. Bu görev “Karahanlı
Devleti”nin en yüksek payelerinden biriydi. Hacip Türk edebiyatının bilgin bir yazarı ve düşünürüdür.
1077 yılında, öldüğü varsayılmaktadır.
*********************************
YÜCEL, Can:
Aileniz
her zaman yanınızda olamaz; akrabanız olmayan insanlardan ilgi, sevgi ve güven öğrenebilirsiniz. Aile
her zaman biyolojik değildir.
Aşk kelimesi ne kadar çok kullanılırsa anlam yükü o kadar
azalır.
Başkalarını affetmek
yetmiyor; bazen insanın kendisini affedebilmesi gerekiyor.
Duvarda asılı diplomalar
insanı insan yapmaya yetmez.
Gerçek arkadaşların ve
gerçek aşkların arasına mesafe girmez.
Her sorun kendi içinde bir fırsat
saklar ve sorun fırsatın yanında cüce kalır.
İki kişi münakaşa
ediyorlarsa bu, birbirlerini sevmedikleri anlamına gelmez. Etmemeleri de sevdikleri anlamına gelmez.
Karşındakini kırmamak
ve inançlarını savunmak arasındaki çizginin nereden geçtiğini bulmak zordur.
Ne kadar yakın olurlarsa olsunlar
en iyi arkadaşlar da ara sıra üzebilir. Onları affetmek gerekir.
Sevgiyi çabuk kaybediyorsun, pişmanlığın
uzun yıllar sürüyor.
Şartlar ve olaylar kim olduğumuzu
etkilemiş olabilir. Ama ne olduğumuzdan kendimiz sorumluyuz.
Tecrübenin kaç yaş günü partisi
yaşadığınızla ilgisi yok, ne tür deneyimler yaşadığınızla var.
Yalan
söylememek değil, gerçeği gizlememek marifettir.
Yüreğiniz ne kadar kan ağlarsa
ağlasın, dünya sizin için dönmesini durdurmuyor.
|