SABİR, Mirza Alekber (1862 – 12 Temmuz 1911 / Azerbaycan’lı Şair):
Bir zifir karanlıkta düştüm yola Vurdum yolumu dağlara Can görirem, cin görirem, korkmirem Kükremiş
aslan görirem, korkmirem Bir yobaz insan görirem, korkirem Onun bana can alıcı fikirlerinden Can alıcı
zikirlerinden, Korkirem balam, korkirem.
Sabir, Mirza Alekber: 1862’de Şamahı’da
doğan sanatçı şiirle okulda tanıştı. Bir süre sonra okulu bıraktıran babası ticarete
alışması için yanına aldı. Okulu bıraksa da şiiri bırakamayan Sabir şiir okumaya
ve yazmaya devam etti. Bu duruma çok kızan babasının şiir defterlerini yırtmasına çok üzülen
Sabir evden kaçtıysa da babası O’nu bulup eve ve dükkana geri getirdi. Sonunda Kerbala konulu bir şiiriyle
babasının ve çevrenin sevgisini kazanan Mirza Alekber yoksuldu. Kuyruk yağından sabun yapıp satarak
evliliğinden doğan sekiz kızına baktı. Eserleri çeşitli dergi ve gazetelerde yayınlandı.
Çok sert yazdığı için eserlerinde takma isimler kullanmak zorunda kaldı. Bir müddet sonra sabun yapmak
için gereken kuyruk yağını kendisine satmamaya başladılar, bunun üzerine sabunculuğu terketti
ve bir öğretmen arkadaşı ile Mekteb-i Ümit isimli bir okul açtılarsa da bu işten de zarar etti. 1910
yılında Baku’ya giderek bir okulda Farsça ve Şeriat dersleri öğretmeni oldu. Bir karaciğer
hastalığına yakalanması ve hastalığın ilerlemesi üzerine Şamahı'ya döndü. Tedavi
için Tiflis’e gönderildiyse de Tiflis'deki doktorların ameliyat tekliflerini reddederek yine Şamahı’ya
döndü ve 12 Temmuz 1911’de öldü.
*********************************
SADİ, S.:
İki şey aklın
eksikliğini gösterir:
Konuşulacak yerde susmak, susulacak yerde
konuşmak.
*********************************
SAFA, İsmail:
İktisadi
inkılaplar pek yakındır. Tehlikenin nereden geldiğini ihata ettikten sonra… Memleketi iktisadi bir
esaret altında bırakmayacak dimağlar mekteplerde hazırlanacaktır. Bunun için gençliği çalışmak
fikri ve istihsal gayesi ile yetiştirmek ve onlara istihsal vasıtalarını vermek mesleğini takip
edeceğiz... (8 Mart 1923-TBMM’nin 4. Eğitim Bakanı İsmail Safa’nın “Umumi Maarif
ve Terbiye Programı” (Misak-ı Maarif) başlıklı genelgesinden)
*********************************
SAFA, Peyami:
Dilini kaybeden bir
millet, herşeyini kaybetmiş demektir.
*********************************
SAFIRE, William:
(Amerika Birleşik
Devletleri olarak) Sovyetler’e karşı soğuk savaşta Çin’i kullandık;
şimdi Müslümanlara karşı Türkiye’yi
kullanalım. (5 Kasım 2001).
*********************************
SAK, Şükrü:
Her siyasi olay sosyal bir olaydır, fakat her sosyal olay siyasi değildir!
*********************************
SAND, George:
Dehayı anlayacak
olan ancak dehadır.
İnsan adı verilen
hiçbir yaratık, aşka emirler veremez!
*********************************
SAUK Kabilesi:
Bir başkasının
kabahati hakkında konuşmadan önce daima kendi makoseninin içine bak.
*********************************
SCHEELER:
Çıkar gözetmeyen,
bizzatihi kendisi için istenen bilgi diye bir şey yoktur.
*********************************
SCHILLER, Johann Christoph Friedrich (10 Kasım 1759 – 9 Mayıs 1805 / Alman Düşünür, Şair, Oyun
Yazarı ve Tarihçi):
Böcek
olmayı kabullenenler ezilince şikayet etmemelidirler.
Schiller, Johann Christoph Friedrich: Goethe’nin yanısıra Alman klasik çağının en önde
gelen isimlerindendir. Schiller'in oyunları Alman tiyatrosunun dağarında her zaman yer almaktadır ve balatları
en sevilen Alman şiirleri arasında yer alır. Özellikle sanat ve eğitim konusundaki görüşleriyle ünlenmiş
olan Schiller, 1795 yılında yayınlanan İnsanın Estetik Eğitimi Üzerine Mektuplar adlı eseriyle
Batı kültürünün bütün bir tarihini ortaya koyma yolunda bir denemeye kalkışmıştır. Bu deneme
ile modern insandaki bölünmüşlüğü ve yabancılaşmayı saptayabilen ilk düşünürlerinden biri olmuştur.
Schiller bunun ilacının sanat olduğunu düşünmüştür. O, insanda iki temel dürtünün bulunduğunu
söyler. Bunlardan birincisi, her zaman değişme için bastıran duyumsal dürtü, diğeri de birlik ve süreklilik
arayışı. Bu ikisi arasında kurulmak istenen uyum, Schiller'e göre, üçüncü bir dürtü aracılığıyla
sağlanabilir. Bu da oyun dürtüsüdür. Söz konusu oyun dürtüsü filozofa göre, sanatta ortaya çıkar. İnsan güzeli
ararken ruh bir yandan ahlak yasası diğer
yandan da fiziki zorunluluk arasında mutlu bir ortam meydana getirebilir.
*********************************
SENCER, Tülin:
Başarılı kişileri suyun bu yakasında bekleyenlerden farklı kılan şey, çok
geç demeden yola çıkmaları,
harekete geçme yürekliliğini
göstermeleridir.
*********************************
SENECA:
Ey yaşam, senin bunca
değerli oluşun ölüm sayesindedir.
Hayatta bir gayesi olmayan insanlar, bir nehir üzerinde akıp giden saman çöplerine
benzerler; onlar gitmezler, ancak suyun akışına kapılırlar.
Üstünde ilaçlar denenen
bir yara kapanmaz, ikide bir başka yere dikilen bitki gelişmez.
*********************************
SHAKESPEARE, William:
Aklın bağlamadığı
dostluğu, akılsızlık kolayca çözebilir.
Alınyazımı değiştiremem ama istemediğim kadere de boyun eğmem.
Bazıları büyük doğar,
bazıları büyüklüğü kazanır, bazılarına da büyüklük yakıştırılır.
Cahillik, dünyayı
sarsabilecek büyük bir güçtür.
Cehalet Tanrının laneti olduğuna göre, bilgi göklere uçabileceğimiz kanatlardır.
Dünya bir oyun sahnesidir; insanlar
da oyuncu...
Eğer hayat terazimizin
zevk kefesiyle denkleşecek bir akıl ve muhakeme kefesi olmasaydı kanımızdaki azgınlık,
tabiatımızdaki kötülük bize en olmayacak işler yaptırırdı.
En tatlı balın fazlasının tadı bile bıkkınlık verir.
Erkeklere sevgilerini söyleyen kadınlar
en az seven kadınlardır.
Geçmiş dert
için yakınmak, yeni dert edinmektir.
Hiçbir kavram insanları tolerans kadar günaha teşvik etmez.
Hiç kimse duymak istemeyen biri kadar
sağır olamaz.
İnsanların çoğu kaybetmekten korktuğu için sevmekten korkuyor. Düşünmekten korkuyor; sorumluluk
getireceği için. Konuşmaktan korkuyor; eleştirilmekten korkttuğu için. Yaşlanmaktan korkuyor, gençliğin
kıymetini bilmedigi için. Unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi bir şey vermediği için. Ve ölmekten korkuyor,
aslında yaşamayı bilmediği için...
İyimser kişi yaranın üstünde kabuk, kötümser kişi ise kabuğun altında
yine yara görür.
Sen benimdin, rüyanın görkemiyle
doldum. Ben uykuda sultandım, uyanınca hiç oldum.
Sağlam fikirlerden
kuvvetli hareketler doğar.
Sözlerinizdeki hiddeti anlıyorum, ama sözlerinizi anlamıyorum.
Yaşa, herşeyden önce yaşa
ve sırf tesadüfen bu dünyaya gelmiş olduğun için, laf olsun diye günlerini geçirme.
Yiğitlik intikam almak değil, tahammül
etmektir.
*********************************
SHAW, Bernard:
Akıllı adam aklını kullanır. Daha akıllı adam başkalarının
da aklını kullanır.
Eğer yürüdüğünüz yolda güçlük ve engel yoksa,
bilin ki o yol sizi bir yere ulaştırmaz.
Bernard Shaw ile Churchill hiç geçinemez ve sık sık birbirlerini iğnelermiş.
Bernard
Shaw bir oyununun ilk gecesine Churchill’i davet etmiş ve davetiyeye de bir pusula iliştirmiş:
- Size iki kişilik davetiye gönderiyorum. Bir dostunuzu alıp gelebilirsiniz. Tabii dostunuz
varsa.
Churchill,
hemen cevap göndermiş:
- Maalesef o gece başka bir yere söz
verdiğim için oyununuzu seyretmeye gelemeyeceğim. İkinci gece gelebilirim, tabii oyununuz ikinci gece de oynarsa.
*********************************
SHIPMAN, Herbert:
Kalbimin kapısına “buradan geçmek yasaktır” diye yazdım.
Fakat aşk gülerek geldi ve “ben her yere girebilirim” diye fısıldadı.
Yaşayış, gelenek, düşünce her şey değişiyor. Bir tek şey
değişmiyor: Aşk!
*********************************
SINACI, Mustafa Nevruz:
Aile planlamasında
insani ve toplumsal yararlar vardır.
Çevre sorunlarına kar amaçlı yaklaşan
uluslararası sermayenin kullanıldığı yatırımlar yerine toplumsal ve gelecek toplumları
da gözeten yaklaşımlarla sorunlara çözüm aranmalıdır.
Tehlike
bir taraftan iklim; diğer taraftan açlık, yokluk ve yoksulluktur.
Teknolojileri
değiştirmek kültürel tutumları değiştirmekten kolaydır.
*********************************
SİYU Kabilesi:
Su gibi olmalıyız. Her şeyden aşağıda, ama kayadan bile kuvvetli...
*********************************
SOKRATES (M.Ö. 470 Alopeke, Attika – M.Ö. 399 Atina
/ Yunan Felsefesinin Kurucularından):
Bilen insan kötülük yapmaz.
Bilgi ruhun gıdasıdır.
Bir şeyi gerçekten bilmek, onu anlatmakla olur.
Bir şeyleri değiştirmek isteyen insan önce kendisinden başlamalıdır.
Bir yargıç iyi niyetle dinlemeli, akıllıca karşılık vermeli, sağlıklı düşünmeli,
tarafsızca karar vermelidir.
Bütün bildiğim şey hiçbir şey bilmediğimdir.
Cahil insan kendinin bile düşmanı iken başkasına dost olması nasıl beklenir?
En faziletli insan ruhen yükselmeye çalışan, en mutlu insan da yükseldiğini duyandır.
Endişelerinizden kurtulmak istiyorsanız, yaşamaktan en çok korktuğunuz şeyin bir gün başınıza
geleceğini kabul edin.
Fazilet ruhun güzelliğidir.
Felsefe hayretle başlar.
Felsefe neleri bilmediğini bilmektir.
Haksızlığa uğramak haksızlık yapmaktan iyidir.
Haksızlık yapmak haksızlığa uğramaktan daha acıdır.
İnsan bildiğini öğrenir.
Kadın erkekle bir kez eşit hale getirildi mi artık ondan üstün olur.
Kainatta tesadüfe tesadüf edilmez.
Kendin pahasına olduktan sonra tüm dünyayı kazansan eline ne geçer?
Kendini bil.
Kendini bulmak istiyorsan, kendin için düşün.
Kimseye hiçbir şey öğretemem, sadece onların düşünmelerini sağlayabilirim.
Ne pahasına olursa olsun, evlenin. Karınız iyi çıkarsa mutlu olursunuz, yok fena çıkarsa o zaman
da filozof olursunuz.
Öğrenmek, eskiden bilinmiş bir şeyi yeniden hatırlamaktan başka birşey değildir.
Sadece bir iyi vardır; bilgi, ve sadece bir kötü vardır, cehalet.
Size
ne yapacağınızı söyleyebilirler, ama ne düşüneceğinizi asla!
Sokrates’e eşi seslenmiş:
“Seni haksız yere mahkum ediyorlar!”
Sokrates karşılık vermiş:
“İyi ya...
Ya haklı yere mahkum etselerdi!”
Sorgulanmamış hayat yaşamaya değmez.
Üzerinde düşünülmeyen bir hayat yaşanmaya değer bir hayat
değildir.
Yalnız işsiz olanlar değil, daha iyi işler yapabilecek olanlar da başıboştur.
Sokrates ve eşi bir türlü iyi geçinemezlermiş.
Bir
gün eşi Sokrates’e verip veriştirmiş, ağzına geleni söylemiş.
Bakmış
kocası hiç bir tepki göstermiyor; bir kova suyu alıp başından aşağı boşaltmış.
Sokrat
gayet sakin:
- “Bu kadar gök gürültüsünden sonra bir sağanak zaten bekliyordum” demiş.
Sokrates: Yunanlı düşünür ve filozof. Düşünce
ve kuramlarıyla insanlığın ufkunu genişletmiş, yaşamın yeni bir açıdan görülmesini
sağlamıştır. Hayata iyi yönleriyle bakan, hoşgörülü, güçlükleri tevekkülle karşılayan kalender
bir kişiliği vardı. Platon'un hocası olan Sokrates görüşleri iktidar temsilcileri tarafından
beğenilmediği için ve görüş ve tartışmalarıyla gençleri baştan çıkardığı
gerekçesiyle ölüme mahkum edilmiştir. Sokrates'in felsefedeki ve felsefe tarihindeki önemi öncelikle O’nun bilinçli
ve ahlaki kişiliğin bulunduğu yer olarak ruh kavramını bulmuş olmasından kaynaklanır;
felsefenin merkezine insanı geçiren, insanın kendisiyle, evrenle ve toplumla olan ilişkisinin ne olduğunu
ve ne olması gerektiğini araştıran, insan yaşamının kişisel, toplumsal ve ahlaki boyutunu
ön plana çıkaran Sokrates aynı zamanda etik tarihindeki ilk büyük kuramsal yapının da kurucusudur.
*********************************
SUCU, Mehmet:
Günümüzde savaşlar sadece
cephede ve diplomaside gerçekleşmemekte, bir üçüncü ayağı daha bulunmaktadır.
E-devlet hizmeti veren internet siteleri başta olmak
üzere, düşman ülkenin tüm elektronik altyapısı da saldırı altında kalmaktadır.
*********************************
SUDAN Atasözü:
Hiçbir mutfak, iki kadını alacak kadar zengin değildir.
*********************************
SCHWEITZER, Albert:
Kimi vakit sönen hayat ateşimiz
rüzgar gibi bir başkası tarafından körüklenerek alevlenir.
Ve her birimiz bu ateşi tekrar canlandıran
dostlarımıza en içten teşekkürlerimizi borçluyuz.
*********************************
SZENT–GYORGYI, Albert von:
Keşfetmek herkesin gördüğünü görüp, düşünmediğini düşünmektir.
|